22 Ekim 2011 Cumartesi

Zaman dediğin nedir ki??? Hızla gelir hızla geçer...

Eskilerden... Neredeyse 2006 lı yıllardan bu yana güzel anlarımın bir kısmını paylaşmak istiyorum sizlerle... Neden bilemiyorum ama bugün böyle bi maziye gittim ve eski fotolara bakıp herkes gibi "Ah ne güzel günlerdi" dedim...


2009 yılı bir restorandayım ve sonbahar... Kediyle aramızda cam var yoksa tabiki ona o kadar yaklaşamam ;) 


2009... Okey de başarılı ve şanslıyımdır ;) 


 Yine 2009 ve ben biyerlerde karnımı doyurma derdindeyim sanırım...


 Sanırım 2008 yılı... Backwoods u her zaman sevmişimdir... Sigaraya gelen zam sebebiyle şu tütün bağımlılığımı günde 2 veya 3 puroya indirmeyi düşünsem mi acaba ?


2009... çok soğuk bir gündü... hatırlıyorum...


O yıllar çok aşıktım... Zaten bir daha da hiç aşık olmadım...


And my family... Yalnız sadece bir kısmı... kardeşcan yok karede... Annem ve babam evden bir sabah...


2008... Asi gençlik deli gibi sigara içer karesidir kendisi ;)


2008.. Bir film arasında çekilmiştir...


2005... Canım üniversite yıllarım... Hem güzel, hem derbeder, hem aşık, hem yalnız, hem çok mutlu, hem kaygılı... Üniversitemin dumanaltı kantininden ;)


2007 yılı... Öğrencilerim ve ben... İş konusunda en sevdiğim ve en mutlu olduğum sene... Para konusunda pek tatmin olmasamda mutluydum...


2006... Panpiş arkadaşım bahar doğum günümde bana bu pastayla 2 kişilik bir kutlama düzenlemişti...


Yılını hatırlamıyorum ama muhtemelen 2008 olmalı... İçerim ben... İyi içerim... ;)


2008... Bulaşık yıkarım... Fal bakarım... Ev işi yaparım :P


2008... Radyo programı dönemleri... Her zaman bıdı bıdı konuşmuşumdur ben zira..


Heheheheh... Kalitesiz görüntü olsada severim bu kareyi... 2006... Annem, Babam, Ben... Babamın tipe kop ;)


Bir dönem salata yemem gerek çabam... Sadece 10 gün sürdü :)



Sevdiğim günler...


Ayran sevmem... Mecbur kalınca içerim...


Yıllar akıp gider böyle... Yıl olur 2011... Daha çok var böyle bakınca mutlu olduğum, zaman zaman hüzünlendiğim... Coming soon ;)

Sevgiler...

21 Ekim 2011 Cuma

Mini bir alışveriş daha...

Alışverişi herkes gibi bende çok seviyorum fakat zaman zaman sınırlarımı zorladığımın ve bütçemi aştığımın farkına varmıyorum... (bkz:son dönemler) İzin günümden kalma mini alışverişimse beni oldukça mutlu etti...
Rengi fotoğrafta çok belli olmuyor ama çok hoş bir yeşil...
Bu pantolonaysa bayılarak aldım... Bütçeyi biraz toparlayınca (ve maaşımı alınca) bi kaç tane almalıyım diye düşünmekteyim...
Bu kulaklıklarda bana küçük bir sürpriz oldu... Gün içince kullandım ve kulaklarım sıcacık gezdim ;) Tarafımdan tavsiye edilir...

Ben böyle bir kombin yaptım kendimce çokta sevdim...  Ayrıca bikaç gün önce aldığım loaferlerimle tık tık süper bir kombin olacak...

Sevgiler...

Kışa merhaba demeden...

İzin günleri... Benim sadece haftada tek gün görebildiğim, gördüğümdeyse bütün işlerimi, gezilerimi, ziyaretlerimi alışverişlerimi o güne sığdırmaya çalışırken deli gibi yorulduğum bir gün oluyor genelde...



Bu özel güne başlamadan önce akşamından mutlaka bir arkadaşa, eşe, dosta bişeyler içmeye, bıdı bıdı sohbete gidilir... İrice büyük bir neskafe fincanında türk kahvesi içilir...


Beni her sabah işe götürmek için bindiğimde zorla çalışan, durup dururken E5 in ortasında kalan, beni panikatak yapan tek materyal, ölmek üzere olan can çekişen arabamız ve karizmatik babam... Kendisi yolda kalma ihtimalime karşı önlem almaya çalışıyor zira akşam araba yüzünden kardeşimle başımıza gelenlerin pişmiş tavuğun başına gelmediğinden eminiz...

 
O beni yol ortalarında bıraksada ben onu ayağımı yerden kestiği için çok seviyorum ...

Babacığımla arabamızın haftalık kontrolünü de yaptıktan sonra evime gelip hazırlandım


Geçen sene sonbaharda aldığım kazağımı çok seviyorum ve onunla çok rahat ediyorum, ayrıca iş yerinde kot giyememek beni bitiren sebeplerden birisi... Haftanın tek günü sayın kot pantolonumla hasret gideriyorum...

En sevdiğim, sevdiceğim, vazgeçemediğim, en rahat ettiğim LV ayakkabımı da çektim ve çıktım ...




Sonraysa deniz kenarında gelsin yemekler... Ohhh OHhhhh...

Üzerine süper bir çay...


En sonunda arkadaşımı da tavlada yenince keyfime diyecek yoktu...

Akşam 18:30 gibi arkadaşımdan ayrılıp kardeşimle ona derslerini pekiştirmek amaçlı testler banaysa bi kaç parça alışveriş yapmak için çıktık ama devam eden metrobüs çalışmalarıyla alakalı yan yollar kapatıldığı için gitmeyi amaçladığımız yere gidemedik ve bambaşka bir semte gitmek durumunda kaldık... Sonrasıysa arabamızın çekilmesinden, benzinimizin bitmesine... Eve geldiğimizde kapının önünde sivil polisin ihbar üzerine peşimde olduğunun arabamı parkedince anlamama kadar devam etti... Böyle aksiyon dolu bi geceyi eve neredeyse ağlamak üzere girerek kapattık...Ve devamında kahvelerimizi kapıp odamda puzzle yaparak geceyi sonlandırdık kardeşimle...

Sevgiler...

16 Ekim 2011 Pazar

Sevdim...

Bir pazar günü daha çalışmanın muhteşem huzurunu yaşayan kimse yoktur heralde tarihte... Pazar günü çalışmak ne kardeş yaaeee... Hemde bölesine mendebur bi havada :( Neyse ben sınırları zorlayarak mutlu olmaya gayret ediyorum.... İşteyim ve müthiş bi sessizlik içinde çalışmaktayım... Ne arayan ne soran var... Zira ben halimden memnunum da memnunum...

Sevdiğim şeyse bir söz; hemen paylaşmak istedim tabiii ;)

Gözleri uzaklara dalan birinin, yakınlarda olmayan bir hikayesi vardır..

Süper söz yaaaeee...

Üzerine uzun uzun düşündüm ve sözün doğruluk payını zihnimce ispatladım...

Herkese güzel, eğlenceli pazarlar...

Sevgiler...

13 Ekim 2011 Perşembe

Pucca günlük...


İşte benim en'lerim arasında ki beni en sıkıntılı anlarımda bile deli gibi güldüren saygıdeğer, komik, deli olduğunu düşündüğüm puccacıımmm...  2. kitabının kapağı için bu çalışmayı yapmışlar...


Puccayı bugüne kadar takip ettiğim kadarıyla (ki onun yazılarını okumak bende bir rutin halini aldı) büyük kalçalı koca göbekli bişey olduğunu iddia ediyor zira görseldeki bizzat kendisiymiş ve bugün itibariyle göbeğindeki yağlar üzerine bir operasyon geçirdiğini belirtmiş yazısında... Bence gayet başarılı olmuş ve kalçalarıda öle abarttığı kadar değil...

Puccayı takip edenler bilirler ilk kitabının kapak tasarımı oldukça şıktı sanki bu  biraz hafif mi kalmıs onun yanında ne ???

Sevgiler...

Bir gün daha mini alışveriş...

Bu haftaki izin günümü bugün kullandım ve sıradan olmakla birlikte güzel ve keyifli bi gün geçirdiğimi söyleyebilirim... Bu gün eski iş yerinden arkadaslarım kahveye davet ettiler beni onlarla 2 saati bulan kahve sohbetinden sonra kardeşimle kısa bir mağaza turuna çıktık... Ben bir ayakkabı ve bir miniature puzzle la günü kapattım...


Eski iş yerinde özlenen tek şey geriye kalan arkadaşlıklarmış...




Bu cici ayakkabıları aldım ve rahat oldukları için onları çok sevdim...




Son olaraksa annemin aldığı güzel üzümler eşliğinde aldığımız puzzle a start verdik...


Malum yarın iş var ve ben artık uyumalıyım

Sevgiler...

9 Ekim 2011 Pazar

Neler yaptıımm...

Bu hafta iş hayatımda oldukça yoğun, sosyal hayatımdaysa oldukça pasif bir hafta geçirdim desem yeridir... Haftada tek gün izin yapmak insanoğluna yetmiyor tabii ama ben 3 aya yakın izin yapınca hakkıyla fazla çalışmanın dozunu arttırabiliorum zaman zaman... işte tek gün izin ve iş çıkışlarında yapılanlardan kısa kısa kesitler...


Arkadaşım Ebruyla denize sıfır bir balık restaurantına gidip güneşin bu denli yoğun olduğu günlerin son demlerinin tadını çıkarttık... Ve çok eğlenip fazla konuştuk.. Zira uzun süredir görüşmüyorduk...


Kardeşimle kuaförün yolunu tutup saçlarımızı kestirdik ve ben her seferinde olduğu gibi saçlarımı bu kadar kısa kestirdiğim için pişman oldum :(

Karşı komşumuzdan gece yarısı içilen tür kahvesi sonrası yakalanan bir karedir kendisi...

An itibariyle bu güzel bluzu veeee....


Bu güzel hırkayı almış bulunmaktayııımmm..

Geride kalan bir haftadan daha hiç bir şey anlamadım, ne kadar çabuk geçti diye yakınmakla birlikte hiç kitap okumamama üzülmekteyiiimm..

Sevgiler herkese..